Sosyal Bilimler Bülten #23
Yıllar geçse de kimi hatalarında ısrarcılığını koruyan, kendi ile barışmak bir yana kendinden tiksinir hâle gelmiş, bizatihi bedeni ve ruhu kendisine bir yük hâline gelmiş, o bilindik romanların trajik karakterleri gibi olmaya başlamış ve giderek sayısı artan insancıklar…
Talha Dereci, Genel Yayın Yönetmeni
Sosyal Bilimler'in Gündemi
Bu hafta bir tane açık ders videosu paylaştık:
Prof. Robert Wyman’ın Yale Üniversitesi’nde verdiği 24 dersten oluşan “Nüfus Artışının Küresel Sorunları” dersi.
Diğer açık dersleri de içeren Açık Ders kategorimizi buradan inceleyebilirsiniz.
Panoya Eklenenler
Yeni bir araştırma, aynı kamusal alanların insanlarda farklı duygusal tepkilere yol açabildiğini, kadın ve erkeklerin tepkilerinin birbirinden farklı olabileceğini ortaya koymuş. Duyguları ölçmek için eskiden klasik anketler kullanılırdı, ancak artık tıbbi cihazların giderek daha mikro boyutlara ulaşması sayesinde insanların duygularını ölçen aletlerle sokakta dolaşılabiliniyor. İspanya’nın Lleida kentinin tarihi merkezinde yürütülen çalışmaya göre, kalp atış hızındaki değişiklikler, insan gruplarının kamusal alanı nasıl deneyimledikleri konusunda önemli farklılıklar ortaya koyuyor. Çalışma, kadınların erkeklerden %17,34 daha fazla stres yaşadığını, dar yaya sokaklarının kadınlar için, parkların ise erkekler için endişe yarattığını gösterdi. Bu bilgiler ışığında şehirler, nüfusun ruh sağlığı ve refahını dikkate alan kamusal alanlar şeklinde tasarlanabilir. Tabi bunlar bir yerde lüks hamleler, kabul edelim, en azından buralar için. Bizim uğraşmamız gereken mevzular belli.
Yeni bir Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, her neslin daha sıcak bir dünya deneyimlediğini ve gelecek nesillerin daha da fazla ısınmayla karşı karşıya kalacağını vurguluyor. Rapor, ısınmanın boyutunun bugünden alınacak politika ve önlemlere bağlı olarak değiştirilebileceğini belirtiyor. Şu anda uygulanan politikalar 2100 yılına kadar küresel sıcaklıklarda 3.2 derecelik bir artışa neden olacakmış. Çalışma, hızlı küresel ısınmanın; popülasyonun azalması, neslin tükenmesi, sıcak çarpması riskinin artması ve mahsul ve balıkçılık üretiminin azalması gibi sonuçlarını anahatlarıyla ortaya koyuyor. Bazı bölgeler şimdiden iki derece ısınmış durumda ve dünyanın en yoksul ülkeleri artan sıcaklıkların yükünü taşıyor. Uzmanlar, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve ısınmanın toplumların uyum sağlayabileceği seviyelerle sınırlandırılması için mevcut iklim taahhütlerinin yerine getirilmesi için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.
Akademik Dünyadan Gündemler
Brunel Üniversitesi’nden John Michael Roberts ve Leeds Beckett Üniversitesi’nden Joseph Ibrahim’i ortaklaşa kaleme aldığı makalede, Açık Marksizm’in kapitalist topluma ve emeğin akışkan doğasına bakışını incelemekte ve sosyal sınıfın statik sosyolojik kavramlarının emek ve sermaye arasındaki antagonistik ilişkiyi tam olarak kavrayamadığını savunmaktadır. Yazarlar, toplumsal sınıfın daha karmaşık bir açıklamasının mümkün olduğunu öne sürmekte ve bu perspektifi, sınıf ve toplumsal ve siyasi hareketlere ilişkin Açık Marksist açıklamaları eleştirmek için kullanmaktadır. Gramsciyan analize dayanan makale, Açık Marksizmin çağdaş toplumsal ve siyasal hareketlerin sınıfsal doğasına ilişkin daha sağlam bir anlayış geliştirmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Institut Barcelona d’Estudis Internacionals’tan Hani Anouti’nin makalesi, özellikle Hafız Esad döneminde Suriye’deki Hristiyan azınlıkların maruz kaldığı siyasi ayrımcılık ve dışlanmaya dikkat çekiyor. Çalışma, Arap bölgesindeki dini azınlıklara yönelik ayrımcılığı anlamak için 1950’den Esad dönemine kadar siyasi rejimi ve devletin sekülerleşmesini analiz ediyor. Sömürgecilikten sonra yeni devlet anayasaları tüm vatandaşlar için eşitliği ifade etse de, özellikle Suriye’de azınlıklara karşı ayrımcılık devam etmiş. İç savaştan önce Hıristiyanlar Suriye nüfusunun %10’unu oluştururken savaş, göç ve güvensizlik nedeniyle sayıları tahmini olarak %4,93'e düşmüş.
Aarhus Üniversitesi’nden Carsten Stage’in kaleme aldığı makale, kronik rahatsızlıkları olan kişilerin gündelik yaşamlarında utancın oynadığı role odaklanıyor. Araştırma, kronik rahatsızlıkları olan kişilerin yaşadıkları utanca ilişkin hikâyelerin sosyal medyada kitlesel olarak paylaşılmasını içeriyor ve bulgular, her 10 kişiden 7’sinin günlük veya haftalık olarak hastalıklarıyla ilgili bir tür mahcubiyet duygusu yaşadığını ortaya koyuyor. Utanç genellikle bedenin “enerjik başarısızlıklarıyla” ve mahrem meselelerle ilişkilendirilir. Ancak çalışma, bu deneyimlerin sosyal medya üzerinden akranlar arasında gönüllü hikâye anlatımı yoluyla paylaşılması suretiyle, utancın kültürel olarak üretilen ve politik olarak tartışılabilir bir konu olarak yeniden tanımlanmasına yardımcı olabileceğini öne sürmektedir. Araştırma, kronik rahatsızlıklarla ilgili utanca dair bir ilk anlayış sunmakta ve kolektif hikâye anlatımı süreçlerinin potansiyel faydalarını vurgulamaktadır.
Haftanın E-Kitapları
Hybridity, or The Cultural Logic of Globalization
[Melezlik ya da Küreselleşmenin Kültürel Mantığı]
Marwan M. Kraidy
Temple University Press, 2005 | Kitabı İndir
Creative Commons: CC BY-NC-ND 4.0
Farklı kültürlerden insanların ve iletişim araçlarının birbirine karışması, melezlik olarak bilinen iletişim temelli bir olgudur. Marwan Kraidy, Lübnan’dan Meksika’ya uzanan özgün araştırmalara dayanarak ve terimin kültürel ve postkolonyal çalışmalarda (popüler ve iş medyasının yanı sıra) kullanımını analiz ederek, okurlara bu fikrin bir tarihini ve gelecekteki kullanımı için bir dizi reçete sunuyor. Kraidy, kültürel karışım kavramının İS 1. yüzyıldan günümüze kadar akademi ve ticari basındaki kullanımını analiz ediyor. Kitapta yer alan vaka çalışmaları, melezlik durumlarında kültürün yanı sıra iletişim dinamiklerinin, eşitsiz güç ilişkilerinin ve ekonomi politiğin önemini anlamaya yönelik bir argüman oluşturuyor. Kraidy, kültürel karışımı incelemek için geliştirdiği ve eleştirel transkültüralizm olarak adlandırdığı yeni bir çerçeve öneriyor; bu çerçeve melezliği temel kavram olarak kullanıyor, ancak buna ek olarak medya ve iletişimin uluslararası bağlamlarda nasıl işlediğini incelemek için pratik bir yöntem sunuyor.
Geological Filmmaking
[Jeolojik Film Yapımı]
Sasha Litvintseva
Open Humanities Press, 2022 | Kitabı İndir
Creative Commons: CC BY-NC-ND 4.0
Her film görüntüsü jeolojiktir. Yeryüzünden çıkarılan metal ve minerallerden elde edilen teknik bir araç olarak her hareketli görüntü, kaydettiği dünyaya maddi olarak gömülüdür. Aynı zamanda zamansal olarak da gezegenin oluşumunun neredeyse akıl almaz derinlikteki zamanıyla bağlantılıdır. Bu duruma bir karşılık olarak film yapmak ne anlama gelir? Geological Filmmaking, zorluğun, bir filmin somut nesnesi ile onun varoluşunun daha geniş gezegensel koşulları arasındaki boşlukta kendini konumlandırmakta yattığını savunuyor. Bu konumun nüansları aynı anda biçimsel, etik ve politiktir. Sasha Litvintseva, süregelen ekolojik krizlerin ortaya çıkardığı algısal ve estetik zorlukların üstesinden gelmenin bir yolu olarak böyle bir film pratiği geliştirme sürecini tartışıyor. Bu kaygılar, yazarın kendi ekonomik ve sömürgeci bağlamlarında asbest ve obruklarla ilgili kendi filmlerinin perspektifinden inceleniyor. Geological Filmmaking, film yapma pratiği ile bu pratiklerin dahil olduğu ilişkilerin teorik olarak incelenmesi arasındaki karşılıklılığa dayanan yeni bir yazı türü geliştiriyor. Litvintseva, dünyayı deneyimlemenin alternatif biçimlerini üretmek için bir araç olarak deneysel filmin zengin mirası üzerine inşa ederek çevresel beşeri bilimlerdeki mevcut tartışmaları genişletiyor. Kitap, gezegenimizin yaşamı ve ölümü hakkındaki sorularla başa çıkmanın yeni yollarını arayan geniş bir yelpazedeki okurlara yöneliktir.
YASAL UYARI: Bu kitapları indirip, okuyabilirsiniz. Etrafınızla paylaşabilirsiniz. Çalışmalarınızda atıfta bulubilirsiniz. Hiçbir şekilde ticari kaygı ve amaçla kullanamazsınız. Creative Commons koşulları altında dağıtılan bu açık erişim bir kitapların lisansa aykırı kullanımlardan sosyalbilimler.org sorumlu tutulamaz.
Sosyal Bilimler Kitap
Editörlüğünü yaptığım yeni kitap; Veganlık: Siyaset, Pratik ve Kuram. Politika dizimizin ilk, Akademim Yayınları’nın onuncu kitabı. Aktivist bir yanı da olan Eva Haifa Giraud sıkı bir çalışma ile veganlık meselesine müdahil oluyor. Giraud’ya göre veganlık, insanların hayvanlarla ilişkisine dair alışılagelmiş normları ve varsayımları yıkarak, “bir beslenme biçiminden daha fazlası” olma yönünde radikal bir politik potansiyele sahip. Punk estetiğine sahip yemek tarifi kitaplarından sosyal medya kampanyalarına kadar bir dizi örnekten yola çıkan Giraud, veganlığın taşıdığı gücün nasıl ticarileşerek karmaşıklaştığını gösteriyor ve veganlığı radikal bir toplumsal hareket olarak yeniden ele almak için yeni kavramsal çerçeveler ortaya koyuyor. Pınar Üzeltüzenci titizlikle çevirdi, değerli Aslı Schaeferdiek redaksiyonunu ve pek tabi sevgili Esen Karol kapağı yaptı. Kitabın yolu açık olsun!
Daha fazla kitap yorumu / tanıtımı için Yeraltındaki Seyirci’yi ve Sosyal Bilimler Kitabevi’ni takip edebilirsiniz.
Sosyal Bilimler Sinema
DİKKAT SPOİLER İÇERİR
An Unmarried Woman, Paul Mazursky’nin yönettiği 1978 yapımı bir film ve kocası onu genç bir kadın için terk ettikten sonra hayatını yeniden inşa etmek zorunda kalan Erica Benton’ı anlatır. Film, Erica’nın sanatta kariyer yapmak, genç erkeklerle birlikte olmak ve gelişigüzel ilişkiyi deneyimlemek de dahil olmak üzere kendini keşfetme yolculuğuna çıkmasıyla cinsiyet rolleri, cinsellik, feminizm ve kişisel gelişim gibi temaları irdeliyor. Film aynı zamanda geleneksel toplumsal beklentiler ile dönemin yükselen feminist hareketi arasındaki gerilimi de gözler önüne seriyor. Güçlü performansları ve 1970’lerin sonlarında kadınların yaşadıklarının samimi ve gerçekçi bir tasviriyle oldukça etkileyici ve eskimeyen bir film.
Sosyal Bilimler Gastronomi
Bu haftaki durak Malezya mutfağı: Nasi Kerabu. Bu yemek, mavi kelebek bezelye çiçeği ile pişirilen bir pirinç yemeği ve bu da ona belirgin bir mavi renk veriyor. Pirinç daha sonra çeşitli otlar, sebzeler ve ızgara balık veya tavuk ile servis edilebiliyor. Nasi Kerabu’nun lezzetini tamamlamak için denenmesi gereken iyi bir içecek Tiger Beer iyi bir seçim olabilir. Malezya’da da yaygın olarak bulunan Singapur’un popüler bir lager birasıdır. Biranın keskin ve ferahlatıcı tadı, yemeğin baharatlı tadını tamamlar. Alkolsüz bir seçenek tercih ederseniz, köpüklü ve kremsi bir tadı ola bölgenin çaylarından Teh Tarik denenebilir.
Sosyal Bilimler Çevirmenlik Başvurusu
Sosyal Bilimler kurulduğu günden beri gönüllük esasına göre çalışan ve içerik üreten bir web sitedir. Bu içerik üretiminin sürdürülebilirliği için süre kısıtlaması bulunmaksızın gönüllü çevirmenlerin başvurularına açıktır. Sosyal Bilimler bünyesinde çeviri yapmak isterseniz şayet buradan başvuru yapabilirsiniz.
Kapatırken…
Türkiyede sosyal bilim odaklı yayıncılık hiçbir zaman kolay olmadı, bugün de değil. Bizlere bu meşakkatli yolda destek olmak isterseniz (abone değilseniz) e-posta bültenimize buradan veya aşağıdaki kutucuktan abone olabilir ve etrafınızdakilere bulten.sosyalbilimler.org üzerinden abone olmalarını dile getirebilirsiniz. Veya bu maili forward ederek aşağıdaki linke tıklayarak abone olmalarını sağlayabilirsiniz. Ve elbette Web, Twitter, Facebook, Instagram ve Telegram üzerinden bizleri takip edebilirsiniz. Haftaya pazar görüşmek dileğiyle!