Sosyal Bilimler Bülten #14
Zırhımızı bürünmek için kurmaca karakterlere daha fazla sığındığımız zamanlardan merhaba. Bugünlerde hangisi olmak isterdiniz? Winston Smith mi Offred mi Napoleon mu yoksa Ivan Denisovich mi? Görünen o ki her birinden ve ismini saymadığımız nicesinden payımıza düşenlerle bugünümüze geldik. Bizi biz yapan hususların bir kısmı da şüphesiz buralardaki kaygılı, tedirgin, öfkeli, hayal kırıklığına uğramış, güçsüz, yoksul, çaresiz vesaire yanımız. Yine de enseyi karartmayalım! Buyrun bültenimize.
Sosyal Bilimler'in Gündemi
Akademik kariyeriniz boyunca sizden iki şeyi karşılaştırmanız istenecektir: iki metin, iki teori, iki tarihi şahsiyet, iki bilimsel süreç vb. A ve B’ye eşit derecede ağırlık verdiğiniz “klasik” compare-and-contrast makaleler, önemli farklılıkları olan iki benzer şey (çevre üzerinde farklı etkileri olan iki tarım ilacı) veya kritik farklılıkları olan, ancak şaşırtıcı ortak yönleri olduğu ortaya çıkan iki benzer şey (cinsel taciz konusunda beklenmedik derecede benzer bakış açılarını dile getiren çok farklı dünya görüşlerine sahip iki politikacı) hakkında olabilir. Bu tip çalışmaların yazılabilmesi adına rehber niteliğinde bir makale; Kerry Walk’ın çalışmasını Talha Dereci Türkçeye çevirdi: “Karşılaştırmalı Analiz Nasıl Yazılmalıdır?”
Panoya Eklenenler (Dikkatimi Çekenler)
Aşil ve Odysseus’un bize gösterdiği gibi, yeniden bir araya gelmeler mutlu olduğu kadar nostaljik ve acı verici de olabilir. Odysseus’un ünlü eve dönüşü, 1688 yılında geçmişe duyulan bir tür çılgın özlemi tanımlamak için icat edilen modern nostalji sözcüğümüzün kökünün bir kısmını oluşturmaktadır. Kelimenin tam anlamıyla “eve dönüş kederi” anlamına gelen nostalji, tanıdık yerlere ve anılara kavuşmanın, ancak mesafeyi ve zamanın geçişini hissetmenin verdiği o acı-tatlı duyguyu oldukça iyi tanımlamaktadır. Çağdaş araştırmalar nostaljinin bizim için iyi olup olmadığı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bazıları için geçmişe özlem duymak kaygı ve sıkıntı yaratabilirken, diğerleri için daha güçlü bir benlik duygusu yaratmak için bir kaynak olabilir.
Brezilya'daki ayaklanmalar, ondan iki yıl önceki 6 Ocak 2021 ABD Kongre ayaklanması ve Colorado LGBTQ gece kulübündeki kitlesel silahlı saldırı gibi olayların her biri, belirli grupların diğerlerine karşı tekrar tekrar tehlikeli söylemler yöneltmesinin ardından meydana geldi. ABD’de seçilmiş yetkililerin şiddeti kışkırtmada dilin oynadığı rolü incelemeye başlamalarının nedeni de budur. Tehlikeli söylem ve dezenformasyon üzerine çalışan bir sosyal psikolog olan H. Colleen Sinclair, vatandaşların, yasa koyucuların ve kolluk kuvvetlerinin dilin gruplar arasında şiddeti kışkırtabileceğini anlamalarının önemli olduğunu düşünüyor. Aslında retorikte, iç grupların -“biz” olarak tanımladığı insanların- şiddeti tetiklemek için dış gruplara - “onlar” olarak algıladığı insanlara karşı kullandığı farklı tehdit türleri olduğunu söylüyor. Araştırmasında, dışarıdakileri tehdit olarak gösteren tehlikeli söylemi “tehditkâr” olarak adlandıran Sinclair, gruplar arasındaki çatışmayı tetikleyen temel unsurları tanımlayan bir dizi bilimsel teoriden yola çıkarak beş temel tehdit türü belirlemiş:
Fiziksel tehditler: “Bize zarar verecekler”
Ahlaki tehditler: “Toplumumuzu aşağılıyorlar”
Kaynak tehditleri: “Bizden alıyorlar”
Sosyal tehditler: “Onlar bizim için engeldir”
Kendine yönelik tehditler: “Kendimizi kötü hissetmemize neden oluyorlar”
Allahtan bizim buralarda böyle şeyler yok!
Akademik Dünyadan Gündemler
Kjersti Olstad ve meslektaşlarının “Gelişimsel Travma Geçiren Ergenlerde Yaşamın Anlamı: Nitel Bir Çalışma” başlıklı makalesine odaklanıyoruz:
Amaç: Bu çalışmanın amacı, gelişimsel travma sergileyen ergen bireylerin yaşamdaki anlamı nasıl deneyimlediklerini ve tanımladıklarını araştırmaktır. Schnell’in yaşamda anlam modeli, anlamlılığı, anlam krizlerini ve anlam kaynaklarını keşfetmek için uygulanmıştır.
Yöntem: Çalışma, çocuklar ve ergenler için ruh sağlığı hizmeti veren bir poliklinikte tedavi gören 14-18 yaş arası sekiz ergenle yapılan bireysel görüşmelere dayanan nitel bir tasarıma sahiptir. Görüşmeler yazıya dökülmüş ve sistematik metin yoğunlaştırma kullanılarak analiz edilmiştir.
Sonuçlar: Ergenler yaşamdaki anlamı tutarlılık, içsel değerler, ilerleme ve aidiyet deneyimi ya da bunların yokluğu ile ilişkilendirmiştir. Anlam kaynakları arasında ise başkalarıyla kurulan müspet ilişkiler, düzen ve rutinler, iyi hissetme anları, eğitim, iş ve aile ile ilgili hedeflere ulaşma ve bilgisayar oyunları oynamak, siyasetle ilgilenmek, hayvanlarla birlikte olmak, bir tanrı inancına sahip olmak ya da açık havada doğal ortamlarda bulunmak gibi kendi dışında bir şeyler aramak yer almaktadır.
Bulgular: Hayatın anlamı konusu bu grup tarafından yeterince bilinmemesine rağmen, anlam kaynaklarını sezgisel olarak kullanmışlardır. Bu grubun genel nüfusla benzer tercihlere sahip olduğu görülmektedir. Yaşamda anlam konusunun gelişim travması yaşayan ergenlerin terapisinde nasıl faydalı olabileceği konusunda daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.
Sosyal Bilimler Kitap
Alman filozof Jürgen Habermas, “İdeoloji” Olarak Teknik ve Bilim adlı kitabında teknoloji ve bilim arasındaki ilişkinin “ideolojik” bir ilişki olarak anlaşılabileceğini savunmaktadır. Habermas, modern teknoloji ve bilimin tarafsız, değerden bağımsız varlıklar olmadığını, aksine iktidardakilerin değerlerini ve çıkarlarını yansıttığını öne sürmektedir. Bu teknolojilerin ve bilimlerin kapitalist ve endüstriyel çıkarlar tarafından şekillendirildiğini, bunun da toplum için kaynakların eşitsiz dağılımı ve doğal çevrenin bozulması gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceğini savunur. Habermas ayrıca bu ilişkide iletişimin rolünü de incelemekte, teknoloji ve bilimin iletişim ve halk tarafından anlaşılma biçiminin bunların kullanım ve algılanma biçimini şekillendirebileceğini savunmaktadır. Habermas, teknoloji ve bilimin halka sunulma biçiminin, bunların altında yatan ideolojileri gizleyebileceğini ve insanların bunların kullanımını ve etkisini eleştirel bir biçimde değerlendirmesini ve sorgulamasını zorlaştırabileceğini iddia etmektedir. Habermas, teknoloji ve bilimin gerçek doğasını anlamak ve daha demokratik ve eşitlikçi bir toplumu teşvik etmek için eleştirel bir inceleme yapılması çağrısında bulunur.
Sosyal Bilimler Müzik
Bu hafta Yunan müziğine daldık.
Albümün Adı: Bırak Onları Alışmış Oldukları Eski Karanlıklarında
Albümün Süresi: 1 Saat 1 Dakika (15 Parça)
Albümün Açıklaması: “Öyleyse, bırak onları alışmış oldukları eski karanlıklarında. Şimdiye kadar pekâlâ becerdiler, görmüyor musun? Pekâlâ yaşıyorlar, doğuruyor ve torun da yapıyorlar. Tanrı onları sağır ve kör ediyor, onlar da bağırıyorlar: “Şükür Tanrı’ya!” Yoksulluğa da alıştılar. Öyleyse, bırak onları da, sus!” — Nikos Kazancakis, Zorba.
Albüm Kapak Resmi: Scott Morgan, Saturday Night Mania
Listeyi Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz. Eski müzik listelerinin tamamı buradan incelenebilir.
Sosyal Bilimler Sinema
Florian Henckel von Donnersmarck’ın yönettiği Das Leben der Anderen (2006) filmi 1984 yılında Doğu Almanya’da geçiyor ve bir oyun yazarı ile aktris kız arkadaşını gözetlemekle görevlendirilen bir Stasi memurunun hikâyesini anlatıyor. Memur, konuşmalarını dinlemeye ve özel mektuplarını okumaya başladıkça, çiftle kişisel bir bağ geliştirmeye ve hizmet ettiği hükümetin eylemlerini ve ahlakını sorgulamaya başlar. Film, diktatörlük altındaki yaşamın ve bunun hem ezenleri hem de ezilenleri nasıl yozlaştırıp insanlıktan çıkarabileceğinin incelikli ve ilgi çekici bir tasvirini sunuyor. Film 2007 yılında Yabancı Dilde En İyi Film Akademi ödülünü kazanmıştır.
Sosyal Bilimler Çevirmenlik Başvurusu
Sosyal Bilimler kurulduğu günden beri gönüllük esasına göre çalışan ve içerik üreten bir web sitedir. Bu içerik üretiminin sürdürülebilirliği için süre kısıtlaması bulunmaksızın gönüllü çevirmenlerin başvurularına açıktır. Sosyal Bilimler bünyesinde çeviri yapmak isterseniz şayet buradan başvuru yapabilirsiniz.
Kapatırken…
Türkiyede sosyal bilim odaklı yayıncılık hiçbir zaman kolay olmadı, bugün de değil. Bizlere bu meşakkatli yolda destek olmak isterseniz (abone değilseniz) e-posta bültenimize buradan veya aşağıdaki kutucuktan abone olabilir ve etrafınızdakilere bulten.sosyalbilimler.org üzerinden abone olmalarını dile getirebilirsiniz. Veya bu maili forward ederek aşağıdaki linke tıklayarak abone olmalarını sağlayabilirsiniz. Ve elbette Web, Twitter, Facebook, Instagram ve Telegram üzerinden bizleri takip edebilirsiniz. Haftaya pazar görüşmek dileğiyle!